325. Söyleşi: Tan Oral "Hüzüntü"
TAN ORAL
Ben Kimdim?
Quis est? İşte iki bin yıl öncesinden gelen bu ünlü soru; Kim O?..
Günün birinde, Merzifon'da dünyaya geldi. Nereden geldi, neden geldi bilinmiyor. Bakılacak ansiklopediler de yok artık, belki Google!. Ama yine de, 1937 nüfus müdürlüğünün kütük defterine, bu uzaylının adı soyadı Tan Oral olarak kaydedildi.
Daha sonra palazlanan Tan, Anadolu'da kent, kasaba dolaşarak on üç ayrı yer ve okulda orta öğrenimini yine on üç yılda tamamladı. Sınavla Güzel Sanatlar Akademisine girdi, yanlışlıkla mimar olarak çıktı. Ama bu mesleği sürdürmedi.
Uzun yıllar muhtelif üniversitelerde öğretim görevlisi olarak da çalıştı, ama o bir çizgiciydi. Çizginin yeriyse kağıtlardı, onların da yeri basındı. Ama basının ömrü vefa etmedi, digital ortam, basılı basın yayını yaladı yuttu. Yine de kendisi Ant, Politika, Cumhuriyet, Taraf vb. gazetelerde yıllarca çizerlik yaptı. Ya yayınlar sonlandı ya da onu orada tutmadılar.
Boşta kalınca, gel T24'e çiz, dediler, hem de evinde oturur çalışırsın. Öyle oldu, memnunum, diyor. Masasında kendi başına oturup, siyasi çizimler yapıyor.
Geriye, öz geçmişlerde olması beklenen aferinler, ödül plaketleri, onur konuğu seçilmeler, derneklere üye ve başan yapılmalar gibi şeyler kalıyor ki... Asıl aferinler benim değil, işte bu seçimleri yapan, bu zahmete girenlerin olmalıdır, ben sadece işimi yaptım, diyor. Kendilerine de çok çok teşekkürlerini sunuyor. Hepsi bu!..
Başlıca Kitapları Sansür, Böyük Türkiye, İki Minik Kentli, IsTANbul, Sus ve Dinle, Pencereler, Yaza Çize, Yürüyenler, Bu Kitabın Kuyruğu Var, YÜZYÜZE, Konuşan Kedi -çeviri-, Memnuniyetsizler, Başımı Sokacak Bir Yer Olsun Yeter, Kafa Kağıdı, Çizgili Aydın Okumaları. Ayrıca Kitabın Adı Budur adlı nehir söyleşi.