Salih Özbaran: 1940 Turgutlu doğumlu... Manisa Lisesi (1958), İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü ve Yüksek Öğretmen Okulu mezunu (1963). Doktorasını Londra Üniversitesi’nde yaptı (1969). 1977 yılında doçent, 1982’de profesör oldu. İstanbul, Ege ve Dokuz Eylül Üniversiteleri’nde çalıştı; Cambridge Üniversitesi’nde Mustafa Kemal Atatürk Kürsüsü’nde ziyaretçi profesör olarak dersler verdi, seminerlere katıldı (1999-2000).
Yayımlanmış kitapları:
Tarih ve Öğretimi (1992); The Ottoman Response to European Expansion (1994); Tarih, Tarihçi ve Toplum (1997); Güdümlü Tarih (2003); Sınırdaki Osmanlı (2004); Bir Osmanlı Kimliği (2004); Portekizli Seyyahlar (2007); Osmanlı’yı Özlemek ya da Tarih Tasarlamak (2007); Ottoman Expansion towards the Indian Ocean (2009); Geçmişi Güncelleştirmek (2011); Umman’da Kapışan İmparatorluklar: Osmanlı ve Portekiz (2013); Tarihçilik Zor Zanaat (2015); Tarihçi ve Doğa (2021).
Bölgesel tarih (Turgutlu) kitapları:
Küllerinden Doğan “Kasaba” Turgutlu (2013); Fotoğraflarla Konuşan Kasaba: Turgutlu (2015); Çaldağı: Kasaba’mdaki Darbe (2018); Kasaba Yazıları (2021).
Editörlük yaptığı kitaplar:
Cengiz Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğu’nda Şehircilik ve Ulaşım (1984); Tarih Öğretimi ve Ders Kitapları (1995); V. J. Parry, Richard Knolles’s History of the Turks (2003); Türk Denizcilik Tarihi 1. cilt, İdris Bostan ile (2009).
Çeviri kitabı:
David Thomson, Tarihin Amacı (1983).
İlhan Tekeli’nin deyişiyle “çok yönlü bir sorumluluk yüklenmiştir” tarihçi. Bir yandan “Türkiye’nin çevre tarihi yazımına katılmak ve çevre tarihi yazıcılığını özendirmek”, diğer yandan “çevrenin değerlerini ve çevre tarihinin belgelerini korumak ve daha sonraki nesillerin kullanmalarına sunmak sorumluluğu” söz konusudur.
Tayfun Atay, “insanın doğa karşısında sınırsızca, amansızca ve arsızca çoğalması; yeryüzünde havayı, suyu, toprağı, ormanı, fauna/flora, yani hayvan ve bitki örtüsünü korkunç bir duyarsızlıkla tüketip yok etmesiyle titreşimli olarak karşı karşıya kalınmış bir felaket” uyarısında bulunmuştur.
Çevre sorunlarına yıllarını adamış Ruşen Keleş ise “Karar verme durumunda olanların tutum ve davranışlarına yön verebilecek, gerektiğinde siyasal ve etik uygulamalardan çekinmeyecek bir bilinçli kenttaşlık ve yurttaşlık anlayışı uzun erimde en etkili güvencemiz olacaktır... Çevre sorunları, kanımca, sokaktaki insan tarafından sahiplenilmedikçe sağlıklı bir çözüme kavuşturulamaz” diyerek güvenceli yolu göstermiştir.
Bu bağlamda elinizdeki kitap, önümüzdeki yıllarda tarihçiliğin çevre korunmasına ilişkin geçmiş olayları, olguları, sorunları, yıkımları ve önlemleri konu eden çalışmaların hız kazanacağına inanan bir tarihçinin -son tahlildeki-beklenti, dilek ve saptamalarıdır.
Salih Özbaran