Rıza ZELYUT13 Nisan 1948’de Tokat/Niksar’ın Ormancık köyünde doğdu. 1970’te Trabzon Eğitim Enstitüsü’nü Türkçe öğretmeni olarak bitirdi. Yazı yaşamına 1968’de öykü ile giren Rıza Zelyut’un bu çalışmaları Kıyı, Hisar, Eflatun, Güney, Yelken, Türk Dili, Varlık, Öykü, Yansıma gibi dergilerde yayımlandı.
Daha sonra araştırmaya yönelen yazar, 1973 yılında Türk Dil Kurumu’nun Cumhuriyet’in 50. yılı nedeniyle düzenlediği Türkiye’nin Kalkınmasında Cumhuriyet’in Rolü” konulu yarışmada birinci oldu.
Yazarın 1979 yılında yazdığı ve Kızıldere olayını anlattığı destan türü kitabı SONSUZ YARIM GÜN, 1980 darbesinden sonra suç sayıldı ve yakıldı. İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılanıp 18 ay 14 gün hapse mahkûm edilen Rıza Zelyut bu cezasını hapis ve 4 aylık sürgünle tamamladı.
1983 yılında Hürriyet Gazetesine girdi. Yurtiçinde ve yurtdışında Alevi toplumunun örgütlenmesi için çalışan Zelyut, Nefes dergisinin yayımında danışmanlık yaptı.
1996’da Cem dergisinin yeni biçimde yayımını başlattı. 2012 yılında Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü ile ödüllendirilen Rıza Zelyut 1994 yılından başlayarak Akşam ile Güneş gazetelerinde köşe yazarlığı yapmıştır.Rıza Zelyut’un bir kitap hacmindeki öykülerinden başka “Yabancılar”, “Uzayda Savaş”, “Geçmişe Yolculuk” adlarında bilimkurgu türünde 3 çocuk romanı bulunuyor.
Yayımlanmış diğer kitapları şunlardır:
Yazarın Türk kültürü ile ilgili yayımlanmış birçok makalesi ve bildirileri de bulunmaktadır.
Prof. Server Tanilli, bu kitapla ilgili olarak 1986 tarihli mektubunda şunları yazıyor:
“Osmanlı'da Karşı Düşiince ve idam Edilenler" adlı yeni eserinizi aldım. Yararlanarak okudum. “Karşı-düşünce"nin ne denli çileli bir tarihi varmış bizde! Resmi düşünce, kudurganlığını sadece şimdi sergiliyor değil; özgür düşünceye vaktiyle de ne acılar çektirilmiş, ibretle okuyor insan.
Bu çalışmada, resmî tarihin yok saydığı veya kötülediği “düşünceleri yüzünden katledilen” ulu dedelerimiz ilk kez gün ışığına çıkartılıyor. Eserde, Türklerin İslamiyet’e geçişleri, bu süreçteki halk İslâmî'nin aldığı muhalefet biçimleri ilk kez karşı gözle veriliyor.
Ve “Osmanlı kimdir?” sorusunun gerçek cevabı ortaya konuluyor.
Osmanlı kimliğinin doğru anlaşılabilmesi için de 15. yüzyılda Edirne’de diri diri yakılan Hurufilerden başlayıp 17. yüzyılda 90 yaşında iken katledilen Hamzavipiri Beşir Ağa’ya kadar uzanan aydın kırımı ortaya çıkartılıyor.
Ve bu haliyle de bu eser “gerçek halk tarihi” olma özelliğine kavuşuyor.
Bu çalışmada, gerçek tarihe tanıklık etmesi için, düşünce şehitlerimizin yaşadığı ortamla ilgili olarak Osmanlı sivil yaşamına ait belgeler, eski kaynaklardan sayfa sayfa, bol bol aktarılmıştır. Eser bu son baskısında, yeni kaynakların, notların ve önemli üç “EK”in ilave edilmesiyle daha da zenginleştirilmiş, olgunlaştırılmıştır.