HÜSEYİN PERVİZ PUR, 1942 yılında İstanbul’da doğdu. 1963-1964 döneminde İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Maliye-Muhasebe Bölümü’nden mezun oldu. Muhasebeci, mali müşavir ve yeminli mali müşavir olarak 1957 yılından bu yana serbest çalışmaktadır. Halen Pür Bağımsız Denetim Yeminli Mali Müşavirlik Anonim Şirketi’nin Yönetim Kurulu Başkanı’dır. 12.02.1988’den beri uluslararası denetim şirketlerinde ortak ve baş denetçi olarak görev yapmaktadır. İstanbul Üniversitesi’nde “Türk Vergi İdaresinin Yeniden Yapılanması” isimli çalışması ile yüksek lisans tezini tamamlamıştır. 1987-1989 yılları arasında Sermaye Piyasasi Kurulu Muhasebe ve Denetim Standartları Komisyon Üyeliği, Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği’nde 1978-1992 döneminde Yönetim Kurulu Üyeliği, Genel Sekreterlik ve Başkanlık görevlerini yürüttü. 1989 yılında Maliye ve Gümrük Bakanlığı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Geçici Kurul Üyeliği’ne seçilerek TÜRMOB’un kuruluşunda görev aldı. 1989-2005 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Yüksek Okulu’nda “Türk Vergi Sistemi” alanında öğretim görevlisi oldu. 1992 yılında Türkiye SMMM ve YMM Odaları Birliği Disiplin Kurulu Üyeliği yaptı.
1990-2016 yılları arasında 26 yıl İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası Yönetim Kurulu Üyeliği ve Oda Genel Sekreterliği yapmıştır. 2003 yılında TÜRMOB bünyesinde kurulan Türkiye Denetim Standartları Kurulu’na, 2005 yılında Maliye Bakanlığı Vergi Konseyi Üyeliği’ne seçilmiş ve 2005-2011 yılları arasında bu görevde bulunmuştur. Ayrıca birçok dergi ve gazetede makaleleri yayınlanmış, seminer ve panellerde mesleki sunumlar yapmıştır. Evli ve bir çocuk ve bir torun babasıdır.
Hüseyin Perviz Pur’un yayımlanmış kitapları;
Ulu Önder Atatürk, 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken aynı anda Balkanlar'da, Türk karşıtı olan devletlerin bulunduğu bir coğrafyada yaşayan Türklere kardeşçe elini uzatmış, Osmanlı Devleti'ne çok büyük hizmetlerde bulunmuş, 630 yıl Osmanlı'nın saray ve hazine muhafızlığını yapmış; yeniçeriliğe, saldrazamlığa ve kaptan-ı deryalığa kadar yükselmiş olan Arnavutlarla ilişkilerin devam etmesi için bu önemli stratejik yarımadada, çoğunluğu Müslüman olan bu devletin kurulmasını istemiş ve bunu da sağlamıştır.