Prof. Dr. Erol MANİSALI
1940 yılında İstanbul’da doğdu. Vefa Lisesi’ni bölüm birincisi olarak bitirdi. İktisat Fakültesi’nden 1962 yılında mezun olduktan sonra aynı yıl öğretim görevlisi oldu. 1964’te doktor, 1970’te doçent, 1974’te profesör oldu. İ.Ü. İktisat Fakültesi’nde akademik yaşamını sürdürürken İngiltere, Amerika, Almanya, Fransa, Japonya, Çin ve Mısır gibi ülkelerde bilimsel çalışmalar yaptı. Avrupa, ABD, Asya ve Ortadoğu ülkelerinde çok sayıda konferans verdi. Manisalı’nın 75’in üzerinde yayınlanmış kitabı bulunmaktadır. Yurt içi ve yurt dışındaki dergi ve gazetelerde çok sayıda makalesi çıkmıştır. Avrupa, ABD, Kanada, Japonya ve Ortadoğu ülkelerinin yayın organlarında söyleşi ve beyanatları yayınlanmıştır. Bilimsel kitapları yanında anı ve şiir kitapları da bulunmaktadır. Manisalı, akademik kuruluşlar, vakıf ve derneklerden 25’in üzerinde ödül almıştır. Erol Manisalı, uzmanlık alanları olan Türkiye-Avrupa ilişkileri, dış ticaret ve uluslararası ekonomi alanlarında çok sayıda konferans vermiştir.Erol Manisalı’nın Tarihçi Kitabevi’nden çıkan kitapları;
Bu kitapta ağırlıklı olarak Türkiye'nin "Batılılık, Batıcılık ve Siyasal İslam" üçgeni içindeki etkileşimleri ele alındı.
Kısa yazılar halinde, "Batılılık- Batıcılık çelişkileri", ve özellikle bu çelişkinin siyasal İslam'a nasıl yardımcı olduğu işlendi. Özellikle AKP iktidarı döneminde ortaya çıkan çelişkiler yumağı, "siyasal, ekonomik ve kültürel" boyutları ile değerlendirilmiştir. Geçtiğimiz son baharda, Gündoğan'da (Bodrum) bahçedeki bir zeytin ağacının altında kaleme aldığım bu yazılarda AKP döneminde, "insan-toplum ilişkilerindeki garipliklere ve açımlara değinilmiştir". Bireyin yararı ve mutluluğu ile kamusal yarar arasındaki çatışmalar, "çıkarlar, din, kültür ve emperyalizm bağlamında” ele alındı. Birey-toplum etkileşimiyle katılımcı demokrasi bağları incelendi. Kimi güncel olaylara da kitapta yer verdim. Küçük yaşlardan beri koyu bir "çevreci" olduğum için, "bireysel çıkar-kamusal yarar bağlamında" bu konuya da girdim. Son 15 yıldır yaşam tarzımızdaki değişikliğin yalnız demokrasiye değil "insanlığa ve çevreye de nasıl zarar verdiğini" anlatmaya çalıştım. Özellikle de kamusal yararın yok edilmesi açısından...